UNICEF İyi Niyet Elçisi Tuba Büyüküstün, iki gün boyunca Gaziantep ve Kilis illerindeki Türk ve Suriyeli mülteci çocuk ve gençlerle buluştu.
Büyüküstün ilk gün, en dez avantajlı Türk ve mülteci çocuk ve gençler ile onların ailelerine gündelik hayatta gerekli temel bilgi ve becerileri öğrenmeleri için çeşitli çocuk dostu hizmetler sunan Al Farah Çocuk ve Aile Destek Merkezini ziyaret etti.
Çocukların yoğun ilgisiyle karşılaşan Büyüküstün: “Burada tanıştığım Suriyeli çocukların neredeyse tümü krizden etkilenmiş ve derin yaraları var. Hiçbir çocuk böyle bir acı yaşamamalı. Burada uzmanlar tarafından sağlanan psikososyal bakım ve destek sayesinde çocuklar normal yaşantılarına dönmeye başlamışlar. Bu güvenli ortamda aynı zamanda yeni beceriler de kazanıyorlar. Arapçada “Al Farah”, “mutluluğum” anlamına geliyor ve merkez, bu çocuklara eskisi gibi mutlu olmalarını sağlayacak imkânlar sunuyor” dedi.
Büyüküstün ve çocuklar enstrüman çalmaktan ve kitap okumaktan resim yapmaya kadar birçok eğlenceli aktiviteyle oldukça yoğun bir gün geçirdi. Büyüküstün, onlara “Gukii” adlı sevdiği hikâyeyi okurken çocuklar onu dikkatle dinlediler. UNICEF İyi Niyet Elçisi sözlerine şöyle devam etti: “Enstrüman çalan çocuklardan biri de Ayşe’ydi ve arkadaşlarıyla şarkı çalarken onun yüzünde gördüğüm gülümseme paha biçilmezdi. Bu, UNICEF ve ortaklarının bu çocuklar için gösterdikleri çabaların bir neticesidir”. Merkezde gülümseme ve neşe eksik olmadı.
İkinci gün ise Büyüküstün, erken çocukluk eğitim hizmetlerinin kapasitesini arttırmak amacıyla 4 anasınıfı eklenen Hürriyet Devlet Okulu’ndaki açılış törenine katıldı. AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger, Fransa, İsveç, Hollanda, Yunanistan, Romanya, Lüksemburg’dan temsilciler ve devlet düzeyinden yetkililer de açılış törenine katıldı. Bu ilave sınıflar, daha fazla çocuğun eğitim görmesine, gelişmesine, özsaygılarını arttırmasına ve sosyalleşmesine imkân tanıyacak.
Törenden sonra Tuba Büyüküstün, UNICEF ve Türk Kızılayı işbirliğinde Türkiye genelinde hizmete giren 15 Çocuk Koruma Merkezinden biri olan Kilis Çocuk Koruma Merkezini ziyaret etti. Katılımcılar, çocuk koruma faaliyetleri hakkında konuştu ve UNICEF ekibi, Büyüküstün’ü, Şartlı Eğitim Yardımı (Ş.E.Y.) Programı’nın mülteci çocuklar için yaygınlaştırılmasına yönelik yürütülen proje hakkında kısaca bilgilendirdi. Söz konusu program; okula devam oranlarını arttırmak, okul bırakma oranlarını düşürmek ve okula kaydı teşvik etmek suretiyle okula giden mülteci çocuk sayısını arttırmayı hedeflemektedir. Program aynı zamanda çok sayıda savunmasız çocuğun takibine ve uygun çocuk koruma hizmetlerine yönlendirilmesine yönelik bir çocuk koruma bileşeni de içermektedir. Türkiye’deki savunmasız çocuklara yönelik geliştirilen mevcut sosyal koruma sisteminin bir uzantısı olan bu program kapsamında Şubat 2018’e kadar 230 bin mülteci çocuğa ulaşılması hedefleniyor.
Açılış sırasında konuşan UNICEF Türkiye Temsilcisi Philippe Duamelle, şunları söyledi: “Şu bir gerçek ki, Suriye krizinin bedelini en ağır ödeyen ve krizden en çok etkilenen kitle çocuklar. Eğitimleri, umutları ve hayalleri ve hatta hayatları risk altında. Çocukların geleceği için eğitim kritik bir öneme sahip ve dolayısıyla Suriyeli çocukların “kayıp nesil” olmalarını önlemek için çabalarımızı bu yönde devam ettirmeliyiz. Bu çocukların her zamankinden daha fazla desteğimize ihtiyacı var ve çocuklar için yürütülen savunuculuk faaliyetlerine destek veren Tuba Büyüküstün gibi İyi Niyet Elçilerimiz olmasından çok mutluyum. Ayrıca Türk hükümetiyle yaptığımız verimli işbirliği ve Avrupa Birliği gibi cömert ortaklarımızın olması da bizim için büyük bir destek kaynağıdır”.
Arkaplan:
7. yılına giren Suriye mülteci krizinin ne zaman sona ereceği bilinmiyor. Milyonlarca insan evlerini bırakmak zorunda kaldı. Gelecekleri belirsiz bu insanlar komşu ülkelere sığındı. Çocuklarsa, bu krizin bedelini en ağır şekilde ödemeye ve krizin yükünü omuzlarında hissetmeye devam ediyorlar. Bu çocukların eğitimleri, umutları ve hayalleri ve hatta hayatları hâlen risk altında.
Tüm dünyada en çok mültecinin yaşadığı ülke olan Türkiye, kayıtlı 3,2 milyonu aşkın Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapıyor. Bunların 1,4 milyonunu ise çocuklar oluşturuyor. Suriyeli mültecilerin %8’i Suriye sınırı boyunca kurulan 21 resmi kampta kalıyor. Geri kalanlar ise genellikle Güneydoğu’daki ev sahibi topluluklarda yaşamlarını sürdürüyor. Bununla birlikte İstanbul, İzmir, Ankara ile Kuzey ve Batı bölgelerindeki diğer büyük şehirlerde yaşayan mülteci sayısı da artış göstermekte. Türk Hükümeti, UNICEF ve ortaklarının sahada gösterdikleri yoğun çabalara rağmen, krizin büyüklüğü, başta ev sahibi topluluklar olmak üzere, ülkenin altyapısı ve temel hizmetleri üzerine büyük bir yük binmesine neden olmuştur.
Ekim 2017 itibariyle, ülke genelinde hâlihazırda 600 bini aşkın Suriyeli çocuk, Türkiye’deki okullara kayıtlıdır. Yine de tahmini hesaplamalara göre, okul dışı kalan mülteci çocuk sayısı hâlen 350 binin üzerindedir.
Al Farah Çocuk ve Aile Destek Merkezleri:
UNICEF;Adana, Ankara, Gaziantep, İzmir ve İstanbul şehirlerinde hizmet veren beş adet Çocuk ve Aile Destek Merkezi ve Kayseri ilindeki Çocuk Koruma Destek Merkezi vasıtasıyla mülteci çocuklara ve ailelerine uzmanlaşmış ve bütüncül hizmetler sağlamak amacıyla SGDD ile yakın işbirliği içerisinde çalışmaktadır. Bu merkezler aracılığıyla bugüne kadar yaklaşık 135 bin çocuk ve genç hizmetlerden yararlanmıştır.