UNICEF uyarıyor: Ekran karşısında geçirilen sürenin artması, çocukların ve gençlerin fiziksel ve ruhsal iyi olma halleri konusundaki endişeleri arttırıyor
UNICEF Genel Direktörü Henrietta Fore’nin Güvenli İnternet Günü hakkındaki açıklaması
NEW YORK, 9 Şubat 2021 – “COVID-19’un gölgesinde milyonlarca çocuğun ve gencin hayatı evlere ve ekranlara sıkıştı. Çoğu için çevrimiçi olmak oyun oynamanın, sosyalleşmenin ve öğrenmenin tek yolu haline geldi.
“Teknolojik ve dijital çözümler; çocukların öğrenmesi, eğlenmesi ve bağlantıda kalması için önemli fırsatlar sunmakta. Ancak aynı araçlar onların çok sayıda riske maruz kalma ihtimalini de arttırabilmekte. Salgından önce bile çevrimiçi cinsel istismar, zararlı içerikler, yanlış bilgilendirme ve siber zorbalık; çocukların haklarını, güvenliğini ve ruh sağlığını tehdit ediyordu.
“Halihazırda çevrimiçi ya da çevrimdışı olarak zarar görmüş veya kötü bir olaya maruz kalmış çocukların ekran karşısında geçirdikleri sürenin uzaması, bu sıkıntıların daha da artmasına yol açmış olabilir. Salgının yol açtığı olumsuzluklar çocuklara sunulan koruyucu önlemlerin bir kısmında aksamalara ve azalmalara neden oldu. Bu olumsuzluklar arasında okulların kapanması, fiziksel mesafe, hizmetlerin azalması ve savunmasız durumda olan aileler üzerindeki artan baskı sayılabilir.
“Öte yandan, çocukların fiziksel ve ruhsal sağlıkları konusundaki endişeler de artıyor. Kanıtlar, çevrimiçi ortamda daha fazla zaman geçirmenin bir dizi kötü alışkanlığı da beraberinde getirdiğini gösteriyor. Bunlar arasında açık havada yapılan faaliyetlerin ve uyku kalitesinin azalması, kaygı semptomlarının artması ve sağlıksız yeme alışkanlığı edinilmesi de var.
“Salgın ikinci yılına girerken, internetin ve teknolojinin milyonlarca çocuğun hayatında önemli bir rol oynamaya devam edeceğine şüphe yok. Bu yılın Güvenli İnternet Günü’nde, çevrimiçi zaman geçiren çocuklar için daha güvenli, onların fiziksel ve psikolojik iyi olma hallerine öncelik veren ve onları koruyan bir dünyayı yeniden tasarlama fırsatına sahibiz. Bunun için atılması gereken adımlardan bazılarını şu şekilde sıralayabiliriz:
► Sağlık, eğitim ve sosyal hizmet alanlarında çalışanlara çevrimiçi riskler de dahil olmak üzere COVID-19’un çocukların fiziksel ve ruhsal sağlıkları üzerindeki etkisi hakkında eğitim verilmesi için hükümetlerle birlikte çalışmak. Temel çocuk koruma ve ruh sağlığı hizmetlerinin salgın süresince ve sonrasında erişilebilir ve aktif olmasını sağlamak amacıyla destek sunmak.
► Sosyal paylaşım siteleri de dahil olmak üzere teknoloji endüstrisinin, çevrimiçi platformlarda öğretmenler, ebeveynler ve çocuklar için erişilebilir ve gelişmiş güvenlik ve koruma önlemlerine sahip olmasını sağlanmak.
► Kaliteli öğrenmeyi ve beceri geliştirmeyi destekleyen güvenli teknolojilere ve içeriğe Reimagine Education [Yeni bir Eğitim Sistemi Hayal Et] ve GIGA gibi girişimler vasıtasıyla yapılan yatırımları arttırmak için kamu ve özel sektörden ortaklarla birlikte çalışmak.
► Ebeveynlere, çocuklarına, internetin ve dijital teknolojilerin beraberinde getirdiği riskleri anlatmaları için destek vermek, çevrimiçi faaliyetlerde ortaya çıkabilecek sorunların belirtilerinin farkında olmalarını sağlamak.
► Çocukların okullarda verilen rehberlik hizmetlerine (sanal ortamda verilenler de dahil) ve ruh sağlığı ile çocuk koruma risklerine yönelik geliştirilen politikalara sürekli erişimini güvence altına almak.
“Çocuklara ve gençlere COVID-19 sonrasında daha iyi ve daha bağlantılı bir dünya sunmak için çalışmalıyız. Bu sayede çevrimiçi ve çevrimdışı ortamda geçirdikleri vakit arasında denge kurmalarına yardımcı olabilir, etrafındakilerle güvenli, olumlu ilişkiler kurmalarını ve ihtiyaç duydukları desteğe erişmelerini sağlayabiliriz.