Felaketler Hakkında Çocuklarla Doğru İletişim Kurmak

UNICEF | her çocuk için

Çocukların evlerini ve ailelerini kaybettiği, arkadaşlarından ve yaşam alanlarından uzak kaldığı  felaket zamanlarında onlarla iletişim kurmak da önemini artıran bir konu haline geliyor.

Süreci verimli hale getirebilmek ve felaketin çocuklar üzerinde baskı ve korku kurmasını engellemek için konuya hassas yaklaşmak mühim.

Çocukların hayal dünyasını sekteye uğratan, yaşamlarını derinden etkileyen ve kalıcı etkiler bırakabilecek bu felaketi konuşmanıza yardımcı olabilecek birkaç önerimiz var.

Bir sohbet başlatın;

Söze ‘deprem hakkında bir şeyler duydun mu?’ veya ‘olanlar hakkında ne düşünüyorsun?’ gibi sorularla başlayın. Çocuğunuz deprem hakkında konuşmak istemiyorsa, zorlamayın.

Sohbeti çocuğun yönlendirmesine izin verin;

‘Bunun korkutucu olduğunu biliyorum.’ gibi cümleler kurarak, duygularının anlaşıldığını hissettirmek önemlidir. Çocuğunuza güvende olduğuna dair güvence verin ve depremzedelerin ne tür destekler aldığını anlatın.

Maruz kaldığı olumsuz medya içeriklerini sınırlayın;

Mümkünse çocuğun olumsuz haberlere erişimini sınırlandırın. Depremden etkilenen insanların gösterdiği cesaret, toplumsal yardımlaşma ve yardım kuruluşlarının faaliyetleri gibi olumlu örneklerden de haberdar olmasını sağlayın.

Yardımda bulunmasına destek olun;

Çocukların duygularıyla yapıcı bir şekilde başa çıkmalarına yardımcı olmanın bir yolu da, iyileşme sürecine katkıda bulunmalarını sağlamaktır. Çocuğunuzun kendisi veya ailesi ile birlikte okul veya bir dernek tarafından yürütülen bağış faaliyetlerine katılması, arkadaşlarına nasıl yardım edebileceği gibi konuları konuşun.

Davranışlarındaki değişiklikleri takip edin;

Bazı çocukları ölüm ve acıyla yüzleşirken diğerlerinden daha fazla zorlanır. Bu durumda yardım istemek en iyisi olabilir. Okullardaki rehber öğretmenlerden veya ilgili uzmanlardan destek alınabilir.

Depremi deneyimlemiş çocuklarla iletişime geçerken dikkatli davranmak oldukça önemli. Doğal afetlerden etkilenen çocuklarla konuşurken;

Sorun değil, çocuğa odaklanın;

Öncelikle konu hakkında konuşmaya çocuklarınızın iznini alarak başlayın. Sohbeti yönlendirmelerine izin verin ve konuşmak istemiyorsa zorlamayın. Çocuklarınıza sizinle veya güvendikleri diğer yetişkinlerle istedikleri zaman konuşabileceklerini hatırlatın. Resim çizmek, hikaye okumak ve diğer benzer etkinlikler bir sohbet başlatmanıza yardımcı olabilir. Onu anladığınızı açıkça gösterdiğinizden emin olun.

Açık olun ve doğruları anlatın;

Yetişkinlerin çocukları stresten ve sorunlardan koruma sorumluluğu olduğu gibi çocukların da doğru bilgiye ulaşma hakları vardır. Onlarla konuşurken yaşlarına uygun bir dil kullanın, tepkilerine dikkat edin ve kaygı düzeylerine duyarlı olun. Sorduğu soruların cevaplarını bilmiyorsanız, birlikte araştırma yaparak cevapları bulabilirsiniz.

Güven verin;

Çocuklarınıza onları sevdiğinizi söyleyin ve hayatlarındaki yetişkinlerin onları güvende tutmak için ellerinden gelen her şeyi yaptıklarını hatırlatın. Üzüntü ve endişelerini atlattıkça onlarla daha fazla zaman geçirmeye çalışın. Unutmayın, çocuklar düşündüğümüzden daha güçlü ve umut doludur.

Çocukların normal rutinlerine dönmelerine yardımcı olun;

Afetten etkilenen çocukların normallik ve rutin algılarını yeniden kazanabilmeleri için oyuna ve öğrenmeye geri dönmeleri son derece önemlidir. Çocuğunuzu arkadaşlarıyla oynamak, kitap okumak, resim yapmak gibi keyif aldığı etkinliklere katılmaya teşvik ederek bu algıları yeniden kazanmasına yardımcı olun.

Yardım faaliyetlerine katılan ve destek olan iyi insanların hikayelerini anlatın;

Çocukların doğal afetlerden etkilenen ailelere yardım etmeye çalışan sıradan insanların cesaret, cömertlik ve iyilik içeren davranışlarını bilmesi önemlidir. Gönüllü ilk müdahale ekiplerinin, liderlerin ve şefkat dolu sıradan insanların hikayelerini paylaşmak rahatlatıcı ve güven verici olabilir.

Nasıl yardımcı olabilecekleri konusunda onlara yol gösterin;

Çocuklarla konuşmak ve başkalarına nasıl yardım edebileceklerini göstermek güçlendirici ve kendilerine güven duymaları için hayati bir adım olabilir. Birlikte veya ayrı ayrı yapılabilecek her türlü yardım faaliyeti konusunda fikir alışverişi yapın. Çocuklarınız ve arkadaşları birlikte bağış toplayabilir, posterler yapabilir veya başka yaratıcı yardım fikirlerini hayata geçirebilirler.

Kendinize iyi bakın;

Afet ile başa çıkmada siz başarılı olursanız, çocuklarınıza da sağlıklı bir şekilde yardım edebilirsiniz. Haberlere verdiğiniz sakin tepkiler, çocuğunuza kontrolün sizde olduğu duygusunu verecektir. Endişeli veya üzgün hissediyorsanız, kendinize zaman ayırın ve çevrenizdeki diğer kişilerle iletişime geçin.

 

Çocukluk döneminde her yaş aralığında farklı öğrenimler ve negatif durumlar yaşanabilir. Bu hususta farklı yaş gruplarındaki çocukların stresli durumlarda gösterdikleri tepkiler değişkenlik gösterebiliyor.

YENİDOĞAN – 2 YAŞ; Bebekler daha huysuz olabilir. Her zamankinden daha fazla ağlayabilir veya daha fazla kucakta kalmak isteyebilirler.

3 – 6 YAŞ; Okul öncesi ve anaokulu çocukları, daha küçük yaşlardaki davranışlarına geri dönebilirler. Örneğin, altını veya yatağını ıslatma, ebeveyn veya bakıcılardan ayrılma korkusu yaşayabilirler. Ayrıca öfke nöbetleri geçirebilir veya uyumakta zorlanabilirler.

7 – 10 YAŞ; Daha büyük çocuklar üzgün, kızgın hissedebilir veya olayın tekrarlanmasından endişe duyabilirler. Yaşıtlar arasında yanlış bilgiler yayılabilir. Ebeveynler veya bakım verenler bu yanlışları düzeltmelidir. Daha büyük yaştaki çocuklar olayın ayrıntılarına odaklanabilir ve sürekli bu konuda konuşmak isteyebilir ya da hiç yokmuş gibi davranabilirler. Konsantrasyon sorunu yaşayabilirler.

11 YAŞ – ERGENLİK; Bu dönemdeki çocuklar, yaşadıkları travmaya yönelik tepkisel davranışlar sergileyebilirler. Bazıları evden dışarı çıkmaktan korkabilirken, bazıları arkadaşlarıyla geçirdiği zamanı azaltabilirler. Yoğun duygular karşısında bunalmış hissedebilir ve duyguları hakkında konuşmaktan kaçınabilirler. Duygu durumları nedeniyle, kardeşleri, aile üyeleri veya diğer yetişkinlerle daha fazla tartışmaya girebilir, hatta kavga edebilirler.

ENGELİ OLAN ÇOCUKLAR; Fiziksel veya zihinsel engeli olan çocuklar, tehdit altındayken veya gerçek bir afet anında daha yoğun tepkiler verebilir, diğer çocuklardan daha fazla stres, endişe veya öfke yaşayabilirler. Çünkü kendi duygu durumları üzerinde diğer insanlardan daha az kontrolleri vardır. Engeli olan çocuklar daha çok güven verici davranış ve söyleme, olayla ilgili daha fazla açıklamaya ve daha fazla teselliye, sevdiklerinin sarılması gibi olumlu fiziksel temaslara ihtiyaç duyabilirler.

 

Dünyada birçok çocuk, sevgi gösteren aileler tarafından korunabildikleri ya da okula gitme haklarını kullanabildikleri bir ortamda yaşamamaktadır. Diğerleriyse, oldukça zor gündelik hayatlarla olduğu kadar hayal edilemeyecek durumlar ve felaketlerle başa çıkmak zorunda kalmaktadırlar. Travma, ayrımcılık, acı, zulümler tecrübe edip, yaşlarının üzerinde sorumluluklar yüklenmektedirler. Buna rağmen, çoğu çocuk olumlu iletişime tepki verme ve potansiyelini geliştirme yetisine sahiptir.

Çocuklar ve gençler, daha iyi bir bugün ve gelecek endişesi taşıyan her toplum için en büyük “sosyal sermaye”dir. Bu sermayeye iyi bakmamız gerekiyor.

 

Sen de en zor durumdaki çocuklar için bize destek olabilirsin.

Lütfen şimdi bağış yap.

 

 

© UNICEF/UN0781460/Ölçer

© UNICEF/UN0780834/Çoker/ASAM

© UNICEF/UN0780837/Isci

© UNICEF/UN0781453/Ölçer