NEW YORK, 2 Aralık 2021 – UNICEF, Dünya Engelliler Günü öncesinde yaptığı açıklamada, dünya genelinde yaklaşık 240 milyon engeli olan çocuğun (her 10 çocuktan biri) temel haklarından mahrum bırakıldığını bildirdi.
UNICEF Küresel Engellilik Lideri Rosangela Berman-Bieler: “Engeli olan çocuklar dünyadaki diğer tüm çocuklarla aynı haklara sahiptir. Bu haklar arasında duyarlı bakım yoluyla beslenme hakkı, eğitimde desteklenme hakkı ve insani kriz durumları da dahil olmak üzere her koşulda yeterli beslenme ve sosyal korunma hakkı vardır. Ancak çoğu zaman, bu tür haklar yokmuş gibi davranılıyor. Dünya çapında yaklaşık çeyrek milyar engelli çocuğun haklarından yararlanmasını sağlamak için daha fazlasını yapabiliriz ve yapmalıyız. Engelli çocuklara eşit fırsatlar sağlamalıyız. Onlara toplum desteği sunmalı, engelli bireylere yönelik hizmetleri kapsayıcı ve erişilebilir kılmalı, damgalanmanın ve ayrımcılığın ortadan kaldırılması için çalışmalı ve onları şiddet, istismar ve ihmalden korumalıyız. Her istatistiğin arkasında umutları, korkuları, potansiyeli ve hırsları olan bir çocuk vardır.”
Son verilere göre engeli olan çocukların, olmayanlara göre:
- Erken uyarım ve duyarlı bakım alma olasılıkları yüzde 24 daha azdır. Engeli olan çocuklar, kendilerini daha savunmasız hale getiren faktörlere daha fazla maruz kalırlar. Bu nedenle ilk yıllarda ihtiyaç duydukları bakım ve uyarımdan mahrum kalma riskiyle karşı karşıyadırlar. Bu faktörler arasında yoksulluk, damgalanma ve ayrımcılık, erken öğrenme fırsatlarından dışlanma, kurum bakımı altına alınma, şiddet, istismar ve ihmal sayılabilir.
- Temel okuma ve aritmetik becerilerine sahip olma olasılıkları yüzde 42 daha azdır. Engeli olan çocuklar, genellikle uygun eğitim fırsatlarından daha az yararlanır çünkü ek engellerle karşı karşıyadırlar. Aileler çocukları için uygun eğitim fırsatları aradıklarında bile çok fazla seçenekleri olmaz. Seçenekler arasında genellikle ya fiziksel olarak erişilemeyen okullar ya da uygun öğrenme materyalleri barındırmayan sınıflar vardır.
- Okula hiç gitmemiş olma olasılıkları yüzde 49 daha fazladır. Bir çocuğun okula hiç gitmemiş olma olasılığı, sahip olduğu işlevsel bozukluğa veya ekonomik nedenlere bağlı olabilir. Örneğin, en yoksul hanelerden gelen engeli olan çocukların, en zengin hanelerdeki akranlarına göre okula hiç gitmemiş olma olasılığı çok daha yüksektir.
- Aşırı zayıf olma olasılıkları yüzde 25 ve bodur olma olasılıkları yüzde 34 daha yüksektir. Engeli olan çocuklar, olmayan yaşıtlarına göre sıklıkla daha yüksek oranda zayıflık, bodurluk ve halsizlik riskiyle karşı karşıyadır. Bu durum özellikle görme, oynama ve yürüme güçlüğü çeken çocuklar ile en yoksul ailelerden gelen çocuklar için geçerlidir.
- Akut solunum yolu enfeksiyonu (ASYE) semptomlarına sahip olma olasılıkları yüzde 53 daha fazladır. Engelli çocuklar, özellikle de en yoksul ve kırsal kesimdeki hanelerde yaşayanların ishal, ateş ve akut solunum yolu enfeksiyonu semptomları gösterme riski daha yüksektir. ASYE de dahil olmak üzere birçok hastalık veya enfeksiyon geliştiren engeli olan çocuklar, olmayan çocuklara göre ciddi hastalıklara yakalanmaya, daha kötü sağlık sorunları yaşamaya ve hastaneye yatmaya daha yatkındır.
- Daha mutsuz hissetme olasılıkları yüzde 51 ve daha fazla ayrımcılığa maruz kalma olasılıkları yüzde 41 daha yüksektir. Bireylerin iyi olma hallerini nasıl algıladıkları çok çeşitli faktörlere bağlıdır. Ancak, engeli olan birçok çocuk, durumları nedeniyle ayrımcılığa maruz kalıyor. Ayrımcılık, bu çocukların haklarından yararlanmaları için ihtiyaç duydukları hizmetlere erişimde engeller oluşturabiliyor. Bu durumun da, onların iyi olma hallerini olumsuz etkilemesi muhtemeldir.
UNICEF, engeli olan çocukların haklarını hayata geçirmek için küresel ve yerel düzeyde ortaklarla birlikte çalışıyor. Engeli olanlar da dahil olmak üzere tüm çocuklara hayatlarını etkileyen konularda söz hakkı verilmeli, potansiyellerini gerçekleştirme ve haklarını talep etme fırsatı sunulmalıdır.
UNICEF, hükümetlere şu çağrıda bulunuyor:
Engeli olan çocuklara fırsat eşitliği sağlayın. Hükümetler aşağıdakileri gerçekleştirmek için engel olan kişilerle ve çocuklarla çalışan profesyoneller, işletmeler ve kuruluşlarla işbirliği yapmalıdır:
- Tüm hizmetler kapsayıcı ve erişilebilir olmalı: Doğum kaydı, erken çocukluk gelişimi, eğitim, sağlık, beslenme, aşılar, su ve sanitasyon ve sosyal hizmetler, nerede yaşarlarsa yaşasınlar engeli olan çocuklar ve aileleri için kriz durumları da dahil her koşulda erişilebilir ve kapsayıcı olmalıdır.
- Eğitim kapsayıcı ve erişilebilir olmalı: Engeli olan çocukların, yaşadıkları toplumda engeli olmayan akranlarıyla birlikte öğrenmelerini ve gelişmelerini desteklemek için tüm eğitim fırsatları erişilebilir hale getirilmelidir. Bunun için öğrenme materyalleri erişilebilir ve müfredat kapsayıcı olmalı, yardımcı teknolojiler sağlanmalı, öğretmenler ve idareciler gerekli eğitimleri almalı ve ayrıca altyapı, dinlenme alanları, su ve sıhhi tesisler ile ulaşım erişilebilir olmalıdır.
- Damgalanma ve ayrımcılık ortadan kaldırılmalı: Engeli olan çocukların seslerinin daha çok duyurulması sağlanmalıdır. Bu kapsamda, engellilere yönelik olumsuz tutumları ve engeli olanlara yönelik ayrımcılığı ele almak için kanıta dayalı, çok yönlü stratejilere yatırım yapılmalı, toplumda yerleşmiş damgalama ve ayrımcılıkla mücadele eden politikalar yasal hale getirilmeli ve olumlu yönde değişim sağlamak için çocuklar, aileler ve toplumlar güçlendirilmelidir.
Kapsayıcı hizmetler, eşit ve kaliteli eğitim sunarken, engeli olan kişilere danışılmalı ve bu çocukların tüm engelleri ve hem kendi hem de ailelerinin özel ihtiyaçları göz önünde bulundurulmalıdır:
- Bakım ve aile dostu politikalar: Ailelerin engeli olan çocuklarına evde bakmalarını sağlamak veya aile temelli alternatif bakım ortamları sunmak için duyarlı bakım ve aile dostu politikalar teşvik edilmeli ve toplum temelli programlar önceliklendirilmelidir.
- Ruh sağlığı ve psikososyal destek: Destek hizmetleri engeli olan çocuklar ve aileleri için erişilebilir hale getirilmelidir. Bu kapsamda bu hizmetler; toplum temelli sağlık, eğitim, koruma ve adalet hizmetlerine ve ayrıca acil durumlardan etkilenen çocuklara ve gençlere yönelik alanlara entegre edilmelidir.
- Şiddet, istismar ve ihmale karşı koruma: Çocuk koruma sistemleri ve işgücü, engeli olan bireyler için kapsayıcı hale getirilmelidir. Bu doğrultuda bu sistemlerin şu alanlarda kapasitesi arttırılmalıdır: Engeli olan çocukların ailelerinden ayrılmasını önleme, kurum bakımı altına alınmalarını sona erdirme ve farklı engel türlerine sahip çocuklara yönelik şiddet, sömürü, istismar, ihmal ve zararlı uygulamaları ortadan kaldırma ve bunlara müdahale etme.