DSÖ ve UNICEF uyarıyor: Avrupa ve Orta Asya'daki tüm okullar açık kalmalı ve COVID-19'a karşı daha güvenli hale getirilmeli
Son derece bulaşıcı olan SARS-CoV-2 Delta varyantının görüldüğü Avrupa Bölgesinde milyonlarca çocuk okula dönerken, DSÖ Avrupa Bölge Ofisi ve UNICEF Avrupa ve Orta Asya Bölge Ofisi, okulların açık kalması için çağrıda bulunuyor
KOPENHAG/CENEVRE, 30 Ağustos – Son derece bulaşıcı olan SARS-CoV-2 Delta varyantının baskın olduğu Avrupa Bölgesinde milyonlarca çocuk okula dönerken, DSÖ Avrupa Bölge Ofisi ve UNICEF Avrupa ve Orta Asya Bölge Ofisi, virüsün bulaşmasını en aza indirecek tedbirleri alarak okulların açık kalması ve daha güvenli hale getirilmesi için çağrıda bulundu.
Bu tedbirler, ulusal aşılama planları kapsamında hem hedef gruptaki öğretmenlerin ve diğer okul personelinin hem de savunmasız grupların COVID-19 için aşılanmasını içeriyor. Ayrıca 12 yaş ve üstü çocuklardan, COVID-19 hastalığından ağır etkilenme riskini önemli ölçüde arttıran tıbbi rahatsızlıkları olanların da aşılanması gerekiyor. Sınıfların daha iyi havalandırılması ve sınıflarda mümkünse daha az sayıda öğrenci bulunması vb. tedbirlerle okul ortamının iyileştirilmesi şart. Fiziksel mesafeye uyulması ve çocukların ve personelin düzenli olarak test edilmesi de diğer önemli tedbirler arasında yer alıyor.
“Salgın, eğitimin daha önce görülmemiş şekilde sekteye uğramasına neden oldu. Bu nedenle, Avrupa Bölgesinde yüz yüze eğitimin kesintisiz olarak devam etmesi hayati önem taşıyor. DSÖ Avrupa Bölge Direktörü Dr. Hans Henri P. Kluge, “Okullar; çocuklarımızın toplumun mutlu ve üretken üyeleri olmalarında büyük rol oynuyor, onların eğitimi, ruh sağlığı ve sosyal becerileri açısından kritik önem teşkil ediyor”, dedi.
“Salgını geride bırakmamız biraz daha zaman alacak ama bu esnada çocukları fiziki okul ortamında güvenli bir şekilde eğitmek ana hedefimiz olmaya devam etmeli. Onları hak ettikleri fırsatlardan mahrum bırakmamalıyız. Tüm ülkeleri okulları açık tutmaya ve tüm okulları da COVID-19 riskini ve farklı varyantların yayılmasını en aza indirecek tedbirleri almaya teşvik ediyoruz.”
Delta varyantından korunmak için aşılamanın kapsamını genişletmek
Son derece bulaşıcı olan SARS-CoV-2 Delta varyantı, bu yıl eğitim-öğretim yılı başlarken ilave bir endişe kaynağı oldu. Toplumda COVID-19’un görülme oranlarındaki artış, okullardaki bulaş olasılığını da ciddi ölçüde arttırıyor. Bu nedenle, hepimiz virüsün bulaşmasını azaltmak için gerekli tedbirleri almayı taahhüt etmeliyiz.
Veriler, COVID-19 aşılarını tam olarak yaptırmanın ciddi hastalık ve ölüm riskini önemli ölçüde azalttığını açıkça gösteriyor. Bu nedenle, aşı yaptırmanız istendiğinde lütfen bunu yaptırın ve aşı dozlarınızın tamamını yaptırdığınızdan emin olun.
Dr. Hans Henri P. Kluge, “Aşı, virüse karşı en iyi savunma hattımızdır. Bu nedenle salgının sona ermesi için aşı üretimini ve doz paylaşımını desteklememiz önemli. Dünyanın her yerinde en savunmasız olanları korumak adına, tüm ülkelerde aşılamayı adil bir şekilde hızla arttırmalıyız. Test, önceliklendirme, izleme, izolasyon ve karantina vb. işe yaradığını bildiğimiz halk sağlığı ve sosyal tedbirleri uygulamaya devam etmeliyiz”, dedi.
Okulları daha güvenli hale getirmek tüm toplumun sorumluluğudur
Sırbistan'ın Belgrad kentinde yaşayan ve COVID-19'a karşı tüm aşılarını yaptırmış bir lise matematik öğretmeni olan Milena Maric şöyle diyor: “Neredeyse iki yıldır 'COVID-19' ve 'çevrimiçi eğitim' kelimeleri hayatımıza damgasını vurdu. Salgın başladığında, Sırbistan'daki okul sistemi buna hızla uyum sağladı.
“Fakat öğrenciler süreklilikten, sosyalleşmeden, işbirliğinden, fikirlerini gerçek zamanlı paylaşmaktan, teknoloji olmadan iletişim kurabilmekten yoksundu. Bu durumdan çıkmanın tek yolunun, virüsün bulaşmasını önlemek için alınan tedbirleri uygulamaya devam etmemiz ve tüm eğitimcileri aşılamamız olduğunu biliyorum.”
UNICEF Avrupa ve Orta Asya Bölge Direktör Yardımcısı Philippe Cori, “Salgın henüz bitmedi. Bölge genelinde okulların açık kalmasını sağlamak için hepimize görev düşüyor. Çocuklar ve gençler, bir eğitim yılını daha kaçıramazlar. Aşılama ve koruyucu tedbirler, insanların evlerine kapanmak zorunda kaldığı ve çocukların eğitimlerinin kesintiye uğradığı salgının en karanlık günlerine dönüşün önlenmesine yardımcı olacaktır”, dedi.
“Çocuklar salgının sessiz kurbanları oldu ve bu durumdan en çok etkilenenler, en fazla dışlanan gruplar oldu. COVID-19'dan önce de bölgenin en savunmasız çocukları okula gidemiyordu, okula gidebilenler ise sınıf arkadaşlarıyla aynı düzeyde öğrenemiyordu.
“Okul bir binadan çok daha fazlasıdır. Toplumlarımızın merkezinde yer alan bir öğrenme, güven ve oyun yeridir. Okullar kapalı olduğunda çocuklar öğrenmeyi, arkadaşlarıyla birlikte olmayı kaçırır ve evde şiddete maruz kalabilirler. Salgın zaten kabul edilemez bir durumu daha da kötüleştirdi. Okulların yeniden açılmasını ve güvenli bir şekilde açık kalmasını sağlamalıyız.”
Uzman tavsiyeleri
DSÖ, UNICEF ve UNESCO okulların açık kalmasını ve güvenli olmasını sağlamak için sekiz uzman tavsiyesini onayladı. Bu tavsiyeler, DSÖ Avrupa Teknik Danışma grubu tarafından COVID-19 sırasında eğitimin devam edebilmesi için geliştirildi. DSÖ Avrupa Bölgesindeki 53 Üye Devlet tarafından uygulanması tavsiye edilen tedbirler şöyle:
1. Okullar en son kapanacak ve ilk açılacak yerler arasında olmalı.
2. Bir test stratejisi uygulanmalı.
3. Etkili risk azaltma tedbirleri hayata geçirilmeli.
4. Çocukların ruhsal ve sosyal iyi olma halleri korunmalı.
5. En savunmasız ve dışlanmış çocuklar korunmalı.
6. Okul ortamları iyileştirilmeli.
7. Karar verme sürecine çocuklar ve gençler de dahil edilmeli.
8. Çocukları okulda tutmak için tasarlanmış bir aşı stratejisi uygulanmalı.
UNICEF, Türkiye dahil dünya çapında en kırılgan durumdaki çocukların eğitime erişimini artırmak için çalışıyor. Bize katılarak fark yaratabilir, çocukların mutluluk sebebi olabilirsin.