Suriye’de Çocukların Durumu

UNICEF | her çocuk için

UNICEF Genel Direktörü Henrietta Fore: Suriye’de çocukların durumuyla ilgili olarak Güvenlik Konseyi'nde yapılan açıklama

Aşağıda, UNICEF Genel Direktörü Henrietta Fore’un New York’ta Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde gerçekleştirdiği konuşmanın özeti yer almaktadır. Yapılacak alıntılar doğrudan Fore’un sözleri olarak kullanılmalıdır.

NEW YORK, 27 Şubat 2020 – "Bir yıl daha, bir on yıl daha… Ülkeyi ve halkını sonu gelmez gibi görünen bir savaşın getirdiği kırım ve yıkımla baş başa bırakan Suriye felaketinde bir başka karanlık bölüm daha.

2020 henüz ancak iki ayını dolduruyor. Buna rağmen, OHCHR’ye göre yılın başından bu yana İdlib ve Halep’te ölenlerin sayısı 300’ü buldu.

Durum gün geçtikçe kötüye gidiyor.

Ülkenin kuzeybatısında Aralık ayından bu yana tırmanan çatışmalar sonucunda yarım milyonu çocuk olmak üzere 900.000 insan evlerini terk etmiş durumda ve tehlike içinde. Bu, böylesine kısa bir süre içinde gerçekleşen sarsıcı ölçekte bir nüfus hareketidir.

Kimileri için bu altıncı ya da yedinci yer değişikliği anlamına gelmektedir. Pek çok kişi İdlib’in kuzeybatısına kaçarken diğerleri Afrin, Azez, Halep yakınlarındaki El-Bab ve Türkiye sınırına dağılmış durumdadır.

Bugün on binlerce insan derme çatma çadırlarda, kamu binalarında ve açıkta, ağaç altlarına sığınmış halde yaşamını idame ettirmektedir. Bu insanlar yağmura, kara ve sert Suriye kışının sıfırın altındaki soğuklarına dayanmak zorundadır.

İdlib’deki bu derme çatma çadırlara, çocuklara ve öğretmenlere yönelen ve daha iki gün önce 10 okulun hedef alınmasıyla çocukların ve öğretmenlerin ölümüne yol açan saldırılar insanlık dışı olaylar olarak şiddetle kınanmayı hak etmektedir. Söz konusu olaylar aynı zamanda bu kâbusu yaşayanların dehşet verici günlük koşullarını da ortaya koymaktadır.

Soğuktan ölen çocuklarla ilgili duyumlar aldık, raporlar okuduk.

İnsanlar, yakacak odun tükendiğinde soğuğa karşı az da olsa ısınabilmek ya da ne buldularsa pişirmek için  ellerine geçen ne varsa, plastik torba, çöp, sokağa atılmış mobilya ne bulurlarsa yakmaktadır.

© UNICEF/UNI286347/Abdoullah

Bu gelişigüzel yerleşimlerde özellikle çocuklar ve kadınlar şiddet ve sömürü riskine maruzdur. Derme çatma tuvaletlerde ne güvenlik ne de mahremiyet vardır.

Mayınlar ve patlayıcı mühimmat ortalığa saçılmış durumdadır. İnsanların attığı her adım bir risk demektir.

Kuzeybatıda 280.000 çocuğun eğitimi acımasızca ellerinden çekilip alınmıştır. Yıkılan, hasar gören ya da insanların barınması için kullanılan tahminen 180 okulda eğitim yapılamamaktadır. Çocukların umutlarına ve geleceklerine yönelik bir başka darbe daha…

Sağlık hizmetlerine erişim ya hiç yok ya da insanların maddi güçlerinin çok ötesindedir. Hastaneler hedef olmaya devam etmektedir. 72 hastane çatışmalar yüzünden hizmetlerini durdurmuştur.

Kuzeybatıdaki durum, savaşın getirdiği yıkıma yeni bir ekten ibarettir.

Dokuz yıllık savaş ülkenin hemen her yerinde kamu hizmetlerine ağır darbeler indirmiştir. Tüm sağlık tesislerinin yarısı ve her 10 okuldan üçü faaliyet dışıdır.

Ekonomi tam bir düşüştedir — tahrip olan fiziksel sermayenin değeri 120 milyar dolar olarak tahmin edilmekte ve ekonomik kayıplar da yarım trilyonu bulmaktadır. Suriye parası geçtiğimiz yıl neredeyse yüzde 50 değer kaybetmiştir.

Ancak, felaketin gerçek maliyeti kaybedilen altyapıyla ya da ekonomik yıkımla ölçülmemektedir.

İnsanların gündelik yaşamlarıyla ölçülmektedir.

Suriye’de halen acil insani yardım ihtiyacı içinde olan 11 milyon insanın neredeyse yarısını çocuklar oluşturmaktadır.

Gıda maddelerinin kıtlığı nedeniyle her gün 6,5 milyon Suriyeli açlık içindedir. Temel gıda maddelerinin fiyatı savaşın başlamasından bu yana 20 kat artmıştır. Bu, nüfusunun yüzde 80’i yoksulluk sınırı altında yaşayan bir ülke için yıkıcı bir durumdur.

Aileler, temel ihtiyaçlarını karşılayabilmek için evlerindeki eşyaları satmak ya da çocuklarını çalıştırmak zorunda kalmaktadır.

Aşırı pahalılık ya da hizmetlerdeki boşluklar nedeniyle çocuklar aşılarını olamamakta, tıbbi tedavi alamamakta ve diğer sağlık hizmetlerinden yararlanamamaktadır.

Her üç Suriyeli çocuktan biri okula gitmemektedir.

Savaşın başlamasından bu yana 6,7 milyon Suriyeli ülkesini terk etmiş ve sayı giderek artmak üzere 6,2 milyon kişi de ülkesinde yerinden edilmiştir. Neredeyse on yıldır süren savaş sonucunda ülkenin hemen hemen yarısı yerinden yurdundan edilmiştir.

Ve en önemlisi, bu küresel felaketin çatışmalar nedeniyle yitirilen ve yara alan masum yaşamlarla ölçülmesidir.

2018 yılında 1.100 çocuk çatışmalarda yaşamını yitirmiştir. Savaşın başından bu yana bir yıl içinde en fazla çocuk kaybı bu yıl meydana gelmiştir. Geçtiğimiz yıl bu sayı biraz daha azalmış, 900 çocuk ölürken başka yüzlercesi de yaralanmıştır.

Bunlar yalnızca teyit edebildiklerimizdir. Gerçek sayı ise çok daha fazladır.

Geçen hafta Araştırma Komisyonundan öğrendiğiniz gibi çocuklar gözaltında tutulmakta, pazarlık aracı olarak kullanılmaktadır. Suriyeli ya da yabancı binlerce çocuk kendileri için uygun olmayan kamplara tıkıştırılmış durumdadır. Silahlı gruplar erkek çocukları aralarına alarak ön saflarda savaştırmıştır. Daha dokuz yaşında olan kız çocuklara tecavüz edilmiştir. Her dört çocuktan biri ise ağır zihinsel bozukluk riski altındadır.

Krizin dehşet verici ölçeği ve hızı insani ihtiyaçları kat be kat artırmıştır.

UNICEF, kardeş kuruluşlarımız ve ortaklarımız ellerinden geleni yapmaktadır.

Geçtiğimiz yıl 1,8 milyon anneyi ve çocuğu beslenme yetersizliği taramasından geçirdik.

İki milyondan fazla insana sağlık alanında danışmanlık yaptık.

Suriye’de 7,4 milyon insan suya daha iyi erişim, hijyen setleri ve arıtma tabletleri de dâhil olmak üzere su ve sanitasyon hizmetlerinden yararlanmıştır.

Yaşadıkları travmayla baş edebilmelerine yardım çerçevesinde 400.000 kadına ve çocuğa psikososyal danışmanlık hizmeti verilmiştir.     

1,8 milyon çocuğun eğitimini sürdürmesine yardımcı olduk.

37.000 çocuğa kışlık giysi ve battaniye temin ettik.

Bir yaşından küçük 600.000 kadar çocuğun aşılarını yaptık.

Bunlar, son dokuz yıl içinde ulaştığımız ve ulaşmaya devam ettiğimiz çocuklar arasındadır.

Ne var ki ihtiyaçların ucu bucağı yoktur ve elimizdeki kaynakları hızla aşmaktadır.

Resmi yetkililerle ve sahada çalışan insani yardım ekiplerimizle görüşerek bu acil ihtiyaçların karşılanması için başka neler yapılması gerektiğini görmek üzere bu hafta sonu Suriye’de ve bölgede olacağım.

Bu yaşamları desteklemek ve Suriye toplumluna daha iyi ve daha barışçıl bir gelecek şansı vermek için daha fazla fona ve kaynağa ihtiyacımız olduğunu biliyoruz.

Ancak Sayın Başkan, bu Konseyin ve üyelerinin Suriyeli çocuklara sahip çıkıp tek bir sesle konuşması da ihtiyaç duyduklarımız arasındadır.

Birincisi — Suriye’deki tüm taraflara çocukları, çocuklarla ve ailelerinin büyük ihtiyaç duydukları ve çatışmalar durup siyasal çözüm gündeme geldiğinde Suriye’nin yeniden inşa etmek zorunda kalacağı temel sivil altyapıyı korumaları çağrısında bulunuyoruz: Okullar, hastaneler ve su şebekeleri başta olmak üzere.      

İkincisi — Suriye’nin kuzeybatısında çatışmaların bir an önce kesilmesi gerekmektedir. Bu arada, yapabilecek durumda olduklarında ve istediklerinde sivillerin tehlikeli durumlardan çıkıp kurtulmalarına olanak tanıyacak insani amaçlı çatışma araları verilmesine ihtiyaç vardır. Bu gerçekleştiğinde yardım çalışanları da ihtiyacı olanlara acil bakım sağlayabilecek, sınır ötesi dâhil olmak üzere tarafsız değerlendirmeler yapabilecektir.

Üçüncüsü — İnsanlara en etkili biçimde ve zamanında ulaşabilme açısından Suriye’nin içinden olsun komşu ülkelerden olsun insani yardım amaçlı erişimlerin rahatlatılmasına ihtiyacımız var. Bu talep, Şam’dan ya da Suriye’nin kuzeydoğundan giriş yapacak tıbbi malzeme taşıyan konvoylara yol açılmasının yanı sıra gerekli vizelerin ve seyahat izinlerinin verilmesini de kapsamaktadır. 

Dördüncüsü — Tüm üye devletlere Çocuk Haklarına dair Sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirerek çocukları güvenli, gönüllülük temelinde ve saygın biçimde ülkelerine iade etmeleri çağrısında bulunuyoruz. Pek çok çocuğun, özellikle daha önce DAEŞ’in işgal ettiği yerlerde yaşayanların koşulları, her çocuğun ihtiyaç duyduğu bakımı ve korumayı sağlamaktan uzaktır. Çocuğun yüksek yararının gözetilmesi adına aile bütünlüğü korunmalı, böylelikle çocuklar kardeşleriyle ve genellikle anne olmak üzere bakımlarını sağlayan başlıca kişilerle bir araya getirilmelidir.

Yetkililere ayrıca tüm çocukları gözaltı koşullarından çıkarıp kendilerine uygun bakım sağlamaları çağrısında bulunuyoruz.

Ve beşincisi — Bu konseye yönelik çağrımızı bir kez daha tekrar ediyoruz: Savaşa kesin son verecek, karşılıklı uzlaşmaya dayalı bir siyasal çözüm için desteğinizi verin, nüfuzunuzu kullanın.

Genel Sekreterin geçtiğimiz hafta söylediği gibi: “Suriye krizinin askeri çözümü yoktur; mümkün olan tek çözüm siyasi çözümdür.”

Suriyeli çocuklara yatırım, herhangi birimizin yapabileceği en iyi yatırımdır. Geleceğe yönelik bir yatırım… Barışa yapılan bir yatırım…

Gelgelelim, takvim yeni bir yılın başlangıcını gösterirken bu fırsatın elimizden kayıp gitmesine izin veriyoruz.

Savaş ne kadar uzarsa dünyanın gözleri önünde daha fazla çocuk ölecektir.

Daha çok sayıda çocuk da evlerinden ayrılmak zorunda kalıp güvenli bir yer için uzun ve tehlikeli yolculuklara çıkacaktır.

Sığınmacıları ülkelerine kabul ederek örnek oluşturan ülkelerle birlikte daha başka ülkeler de daha çok sığınmacı kabul etme baskısıyla karşılaşacaktır.

Geçen her ay Suriye’nin ve bölgenin kendini yeniden toparlama umutlarını adeta tüketmektedir.

Okullar bombalanmaktadır. Toplumlar yerle bir olmaktadır. Bedenler hasar görmektedir. Aileler parçalanmaktadır. Gelecek ve umutlar çalınmaktadır.

Ve savaş hala sürüp gitmektedir.

Mesaj nettir. 2020 yılına başlarken yaşadığımız yıkımın, uluslararası insani hukukun ayaklar altına alınışının ve insanlık dışı durumların aynısını yeni bir yıla daha başlarken yaşayamayız.

Bu savaş başladığında dünyaya gelen bir çocuk bugün 9 yaşında. Bu çocuğun karşısında barışın bizim gücümüzün yetmediği bir iş olduğu gibi bir itirafta bulunmak zorunda mıyız? Bu yıkıcı savaşı sona erdiremediğimizi ya da erdirmek istemediğimizi?

Gelecek yıl Suriye krizinin 10’uncu yılı dolacak ki bu hiçbirimizin yaşamak istemeyeceği bir yıldönümü olacak.

Bu gece milyonlarca Suriyeli çocuk ağlıyor: açlıktan ve soğuktan… yaralarından ve acılarından… korkularından ve kayıplarından dolayı ağlıyor.

Kendilerinin ve ailelerinin önünde acımasız bir kış ve belirsizliklerle dolu bir yıl var.

Onların yanında olmalıyız.

Onlara, barışı seçtiğimizi söylemeliyiz.

Eğer yapmazsak tarih bizi acımasızca – ve adil biçimde – yargılayacaktır.

Teşekkürler."             

#####

Editörlere notlar:

Güvenlik Konseyi Brifinginin video çekimine şu adresten ulaşılabilir: https://www.unmultimedia.org/avlibrary/search/search.jsp?sort=cdate_desc&category=SECURITY+COUNCIL+MEETING&

Mültimedya materyalleri için: https://weshare.unicef.org/Package/2AM4080EBUGC