UNICEF: 25 yıllık dengesiz ilerleme: Eğitim alanındaki kazanımlara rağmen dünya kız çocukları için hala şiddet dolu ve aşırı ayrımcı bir yer
NEW YORK, 4 Mart 2020 –UNICEF, Plan International ve UN Women tarafından bugün açıklanan yeni raporda, günümüzde önceki dönemlere göre daha fazla sayıda kız çocuğunun okula kaydolduğu ve devam ettiği, ne var ki eğitim alanında elde edilen kayda değer kazanımların kız çocukları için daha eşit, daha az şiddet içeren bir ortam yaratmakta daha az etkili olduğu uyarısında bulunuldu.
Kadının Statüsü Komisyonu’nun 64’üncü oturumu öncesinde yayınlanan rapor okula gitmeyen kız çocuk sayısının son yirmi yıl içinde 79 milyon azaldığını kaydediyor. Aslında son on yıl içinde kız çocukların ortaöğretimde yer alma olasılıkları erkek çocuklara göre daha yüksek.
Ne var ki kadınlara ve kız çocuklara yönelik şiddet yaygınlığını korumaktadır. Örneğin 2016 yılında tüm dünyada tespit edilen insan ticareti mağdurlarının yüzde 70’ini çoğunlukla cinsel sömürü bağlamında olmak üzere kadınlar ve kız çocuklar oluşturmaktadır. Şaşırtıcı bir gerçek de 15-19 yaş gurubundaki her 20 kızdan 1’inin (yaklaşık 13 milyon kız), kadınların ve kız çocuklarının maruz kalabilecekleri cinsel sömürünün en ağır biçimlerinden olan tecavüz olayı yaşamış olmasıdır.
UNICEF Genel Direktörü Henrietta Fore: “Yirmi beş yıl önce hükümetler kadınlara ve kız çocuklarına bir taahhütte bulunmuşlardı; bu taahhütlerini ancak kısmen yerine getirebildiler. Dünya çok sayıda kızı okula gönderecek siyasal iradeyi sergilerken, onları yalnızca kendi geleceklerini şekillendirmenin ötesinde güvenlik ve saygınlık içinde yaşamalarını sağlayacak becerilerle ve destekle donatma açısından utandırıcı ölçüde yetersiz kalmıştır. Eğitime erişim yeterli değildir – ayrıca insanların kız çocuklara yönelik tutum ve davranışlarını da değiştirmemiz gerekmektedir. Gerçek eşitlik, tüm kız çocukların şiddete karşı güvende olduklarında, haklarını serbestçe kullandıklarında ve yaşamda eşit fırsatlardan yararlandıklarında gelecektir.”
Kız Çocukları için Yeni bir Dönem: 25 yıllık ilerlemenin genel bir değerlendirmesi başlığını taşıyan rapor, Kuşak Eşitliği kampanyası çerçevesinde, kadınların ve kız çocuklarının haklarını ileriye götürmede tarihsel bir rehber durumunda olan Pekin Bildirgesi ve Eylem Platformu’nun 25’inci yılı dolayısıyla yayınlanmıştır.
Plan International Yürütme Kurulu Başkanı Anne-Birgitte Albrectsen: “Hükümetleri tarihi Pekin Bildirgesi’ne bağlılıkları konusunda sorgulamamız kritik önemdedir ve bu rapor bildirgenin üzerinden 25 yıl geçtikten sonra dünyanın kız çocuklar için nasıl bir yer olduğuna ilişkin bütünlüklü bir tablo sunmaktadır. Özellikle ergen yaşlardaki kızlar yaşları ve cinsiyetleri nedeniyle daha fazla ayrımcılığa maruz kalmakta, kendi toplumlarında ve karar alma süreçlerinde kıyıda köşede tutulmakta, hükümet politikalarında ise büyük ölçüde görmezden gelinmektedir. Oysa bu yaşlardaki kızların güçlendirilmelerinin toplumsal yararı üç yönlü olacaktır: Bugünün kızlarına, yarının yetişkinlerine ve bir sonraki kuşağın çocuklarına… Eğer bu gerçeği kavrayamazsak ve kız çocuklarının tüm dünyada maruz kaldıkları ayrımcılığa son veremezsek Gündem 2023’te belirtilen toplumsal cinsiyet eşitliği hedeflerini gerçekleştirme şansımız çok azalacaktır.”
UN Women Genel Direktörü Phumzile Mlambo-Ngcuka: “’Kız çocuğu’ konularına özel odaklanmanın ilk kez gerçekleştiği Pekin 1995’ten bu yana kız çocuklarının haklarına sahip çıktıklarını ve bizi hesap vermeye çağırdıklarını giderek daha çok duyduk. Ancak dünya, gezegenin sorumluluk içinde yönetilmesi, şiddetin olmadığı bir yaşam ve ekonomik bağımsızlık gibi alanlardaki beklentileri karşılayamamıştır. Kadınlar ve kız çocukları ev işlerine bakmak için erkeklerden üç kat daha fazla zaman ve enerji harcadığı sürece kız çocuklarının okullarını bitirip güvenli yerlerde iyi işler bulmalarını sağlayacak eşit fırsatlar da yakalanamayacaktır. Herkesin iyiliği için bu durumun değişmesi gerekmektedir; bu arada kız çocuklarının öğrendikleri becerilerin yeni teknolojilere ve geleceğin dijital işlerine uygun olması ve kendilerine yönelik şiddetin sona ermesi sağlanmalıdır.”
Günümüzde kız çocukları nerede olurlarsa olsunlar, çevrimiçiyken ve okullardaki sınıflarında, evlerinde ve toplumlarında ürkütücü boyutlara varan bir şiddet riski altında bulunmaktadır ve bu durum fiziksel, psikolojik ve toplumsal sonuçları da beraberinde getirmektedir. Raporda belirtildiğine göre çocuk evliliği ve kadınlarda genital mutilasyon (FGM) gibi zararlı uygulamalar halen tüm dünyada milyonlarca kız çocuğunun yaşamına ve potansiyeline darbe vurmaktadır. Her yıl 12 milyon kız, çocuk yaşlarda evlenmekte ve 4 milyon kız da FGM riskiyle karşı karşıyadır kalmaktadır. Tüm dünya ölçeğinde, 15-19 yaş grubundan kızların erkeklerin eşlerini dövmelerini haklı bulma eğilimleri aynı yaş grubundan erkek çocuklarla aynıdır.
Rapor ayrıca kız çocuklarının beslenme ve sağlığına ilişkin birçoğu 25 yıl önce akla gelmeyecek kaygı verici olumsuz eğilimlere işaret etmektedir. Örneğin, küreselleşme, geleneksel besinlerden çeşitli işlemlerden geçirilmiş sağlıksız yiyeceklere yönelme ve çocuklara yönelik agresif pazarlama tekniklerinin yaygınlaşması sonucunda sağlıksız besinler ve şekerle tatlandırılmış içecekler daha fazla tüketilmektedir. Çocukluk ve ergenlik dönemlerinde aşırı kiloluluğun ve obezliğin yaygınlaşmasında bu durumun da payı vardır. 1995 ile 2016 yılları arasında 5-19 yaş grubundan kızlar arasında aşırı kiloluluğun yaygınlığı yüzde 9’dan yüzde 17’ye çıkarak neredeyse iki kat artmış, böylece bugünkü faza kilolu kız çocuk sayısı (155 milyon) 1995 yılındakinin (75 milyon) iki katına çıkmıştır.
Bu arada, kısmen dijital teknolojilerin aşırı kullanımından kaynaklanan zihinsel sağlık sorunlarına ilişkin kaygılar da son 25 yıl içinde giderek artmış göstermiştir. Raporda belirtildiğine göre intihar halen, 15-19 yaşlarındaki ergen kızlar söz konusu olduğunda hamilelik ve doğumla ilgili nedenlerin ardından ikinci ölüm nedeni olarak karşımıza çıkmaktadır. Kız çocuklar arasında HIV de dâhil olmak üzere cinsel ilişki yoluyla geçen enfeksiyonları kapma riski de yüksek oranlarda görülmektedir. Örneğin 10-19 yaş grubundan olup HIV’lı kız sayısı 1995 yılında 740 bin iken bugün 970 bindir. Tüm dünyada ergenler arasında ortaya çıkan her 4 yeni enfeksiyondan yaklaşık 3’ü 10-19 yaş grubundan ergen kızlarda görülmektedir.
Rapor, aşağıdaki alanlarda harekete geçilmesi çağrısında bulunmaktadır:
• Geçmişi, etnik kökeni, gelir düzeyi ve toplumsal konumu ne olursa olsun tüm kız çocuklarının cesur ve iddialı değişim yaratıcıları ve çözüm tasarımcıları haline gelmelerini sağlayacak fırsatlardan yararlanılması ve bu fırsatların yaygınlaştırılması – bedenlerine, topluluklarına, eğitimlerine ve geleceklerine ilişkin diyaloglarda, platformlarda ve süreçlerde sözlerini söylemelerinin, görüş ve fikirlerini aktif biçimde dile getirmelerinin sağlanması.
• Dördüncü sanayi devrimi için becerilerinin geliştirilmesi, toplumsal cinsiyet temelli şiddet, çocuk evlilikleri ve FGM gibi olgulara son verecek bir kuşak hareketi yaratılması da dâhil olmak üzere, ergen yaşlardaki kız çocukları için ve onlarla birlikte günümüz dünya gerçekliğine uyan ilerlemeleri hızlandıracak umut verici modellerde ölçek büyütülmesine yönelik politika ve program yatırımlarının artırılması.
• Toplumsal cinsiyet temelli şiddet, ergenlik dönemi beslenmesi ve zihinsel sağlık gibi bilgilerimizin sınırlı olduğu alanlarda yaşa ve cinsiyete göre ayrıştırılmış kaliteli veri ve araştırmaların gerçekleştirilmesini, analizini ve kullanılmasını sağlayacak yatırımların artırılması.